Doğu Ukrayna’da ateşkes umutları tehlikeye girerken, son yaşanan gelişmelerin ışığında iki önemli soruya yanıt aranıyor. Hem Rus hem de dünya basınından bu noktalara dikkat çekilirken, herkes gelişmelerin olası istikametini kestirebilmek için “makul açıklama” bulma çabasında.
1.SORU: Herkesin mutabık olduğu nokta, “Rusya’nın Doğu Ukrayna’da savaşan ayrılıkçı Donetsk ve Lugansk güçlerine destek verdiği” şeklinde. Bu desteğin “şekli” tartışmalı. Batı’daki yaygın kanı, Rusya’nın bu bölgeye kamuflaj altında askerler yolladığı, ağır silahlar sevk ettiği, aslında çatışmaların bizzat tarafı olduğu yönünde. Hatta Ukrayna lideri Poroşenko, “Doğu Ukrayna’da 9 binden fazla Rus askeri savaşıyor” diyor. Rusya ise hem Putin’in, hem de Lavrov’un ağzından Batı’ya meydan okudu: “Eğer Ukrayna topraklarında savaşan Rus askerleri olduğunu iddia ediyorsanız kanıt gösterin.”
İşte ilk soru burada ortaya çıkıyor: “Uydularla uzaydan her m2’yi izleyen, eski CIA ajanı Snowden’in açık ettiği şekliyle her yeri, her daim dinleyebilen teknolojiye sahip ABD ve müttefikleri, aylardır devam eden savaşta eğer Rusya’dan Ukrayna topraklarına asker ve tanklar dahil silah sevkiyatı yapılıyorsa bunu nasıl belgeleyemez? Kamuoyunun karşısına tartışılmaz kanıtlarla çıkıp neden Rusya’yı uluslararası toplum önünde mahkum edemez? Öyleyse kanıtlanacak bir asker ve mühimmat sevkiyatı aslında yok mu? Rusya boş yere mi itham ediliyor? Varsa, bunun bugüne kadar saptanamamış olması inanılabilecek bir argüman mı? Ya da sevkiyat var ve bu ABD tarafından belgelendi ama ifşa edilmesi önü alınamayacak daha kötü sonuçlara-kararlara neden olacağı için açıklanmıyor mu?”
2.SORU: Daha ocak ortasına kadar Doğu Ukrayna’da ateşkes konusunda yeşeren umutlar vardı. Minsk’te geçen sonbaharda imzalanan ateşkes anlaşmasına uyulması, ağır silahların cepheden geri çekilmesi, diğer yandan barış görüşmelerinin devamı konuşuluyordu. Hatta 15 Ocak’ta Putin, Poroşenko, Merkel ve Hollande’ın katılımıyla Kazakistan’ın ev sahipliğinde Astana zirvesi toplanacaktı. Ancak bir anda rüzgar tersine döndü. Çatışmalar yeniden alevlendi, zirve iptal oldu, sivil katliamına dönüşen faili meçhul saldırılar başladı.
İkinci soru kümesi burada başlıyor: “Çözüme değilse de ateşkese yaklaşılan bir anda neden ayrılıkçılar topyekun saldırıya geçtiklerini ilan ettiler? Rusya, Batı’dan daha ağır ekonomik yaptırımlara yol açacağı tahmin edilen bu duruma nasıl izin verdi? Ayrılıkçılar üzerinde sözünün geçmeyeceğini söylemek zor olduğuna göre, çatışmaların şiddetlenmesinden Rusya’nın nasıl bir çıkarı olabilir? Son dönemde Batı’dan aldığı destekle sorunu askeri yolla çözebileceği zannına kapılan Kiev yönetimine ‘Savaşla hiçbir şeyi halletmeye gücünüz yetmez, ayrılıkçıları muhatap alıp masaya oturmadığınız sürece hiçbir şey elde edemezsiniz” mesajı mı verilmek isteniyor? Rusya’nın Kiev ile ayrılıkçıları sonunda masaya oturtup Doğu Ukrayna’da federasyon temelinde bir çözüm yaratma amacı, dün Ukrayna parlamentosu Rusya’yı “saldırgan ülke”, tek yanlı bağımsızlık açıklayan Donetsk ve Lugansk yönetimlerini de “terör örgütü” ilan etmesiyle imkansız hale mi geldi? Tüm bu gelişmelerin ışığında, kamuoyu “çözülmese bile dondurulacak bir jeopolitik sorun ile yaşamak” fikrine alışmaya çalışırken tekrar uzun süreli bir çatışma iklimine ve çıkmaz sokağa girildiği kaygıları tazelenecek mi?”
turkrus.com